İçeriğe geç

İletişimi engelleyen bütün faktörlere ne denir ?

İletişimi Engelleyen Faktörler: Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Açısından Bir Bakış

İletişim, her insanın hayatının merkezinde yer alır; düşüncelerimizi paylaşır, duygularımızı ifade ederiz. Ancak bazen, iletişim kurma çabalarımız engellenebilir. İletişimi engelleyen faktörlere ne denir diye sorarsak, aslında bu sorunun cevabı çok derin ve çok katmanlıdır. Toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi kavramlar, insanların birbirleriyle etkili bir şekilde iletişim kurmalarını zorlaştıran unsurlar arasında önemli bir yer tutar. İstanbul gibi kozmopolit bir şehirde, toplumsal yapıyı gözlemleyerek bu faktörlerin nasıl kendini gösterdiğine dair örnekler üzerinden bu yazıyı şekillendirebiliriz.

İletişim Engellerinin Temel Faktörleri

İletişimi engelleyen faktörler, genellikle bireylerin sahip olduğu toplumsal kimliklerden, dil bariyerlerinden, kültürel farklılıklardan ve ön yargılardan kaynaklanır. Bu engeller, sadece bireyler arasında değil, topluluklar ve gruplar arasında da iletişimsizlik yaratır. İnsanların birbirlerini anlamakta zorlanmalarının en büyük nedenlerinden biri, toplumsal yapının dayattığı normlar ve güç ilişkileridir. Örneğin, toplumsal cinsiyet ve çeşitlilik bu engellerin başında gelir.

Toplumsal Cinsiyetin İletişim Üzerindeki Etkisi

Toplumda, kadına ve erkeğe biçilen roller iletişimi etkileyen güçlü bir faktördür. Kadınların toplumsal olarak daha fazla içe kapanık olmaya, duygusal olarak daha duyarlı olmaya, erkeklerin ise daha fazla “güçlü” ve “lider” olmaya zorlandığı bir yapıda, iletişim engelleri kaçınılmazdır. İstanbul’da toplu taşıma araçlarında, özellikle sabah saatlerinde, kadınların ve erkeklerin farklı tepkilerini gözlemlemek mümkün. Kadınlar, genellikle etraflarındaki kalabalık nedeniyle daha fazla yer açmak ve rahatsız olmamak için iletişimden uzak duruyor. Erkekler ise daha fazla alan sahip olma eğiliminde ve bazen bu durum, kadınların ifade özgürlüğünü kısıtlar.

Bu dinamik, iş yerlerinde de devam eder. Bir kadın olarak, çoğu zaman toplantılarda söz hakkı almak için daha fazla çaba harcamanız gerekebilir. Erkekler, çoğu zaman daha söz sahibi olabilirken, kadınlar çoğu zaman “sessiz” kalmaya zorlanır. Bu tür yapılar, kadınların kendilerini ifade etmelerini engeller ve kadınlar, toplumsal cinsiyet normları nedeniyle seslerini duyurmakta zorlanırlar.

Çeşitliliğin İletişime Etkisi

Çeşitlilik, bireylerin kültürel, etnik, dini ve sosyal kimliklerinin bir yansımasıdır. İstanbul gibi farklı etnik grupların bir arada yaşadığı bir şehirde, iletişimi engelleyen faktörlerin başında çeşitlilik gelir. İstanbul’da günlük yaşamda, farklı kültürlerden gelen insanlarla karşılaşmak oldukça yaygındır. Bu çeşitlilik, hem olumlu hem de olumsuz anlamda iletişimi etkileyebilir.

Örneğin, bir otobüste, Türkçe bilmeyen bir göçmenle karşılaştığınızda, iletişim kurmak zorlaşır. O kişiyle yalnızca temel işaret dili veya mimiklerle iletişim kurabilirsiniz. Bu tür dil engelleri, sosyal etkileşimlerinizi sınırlayabilir. Çeşitlilik sadece dil farklarından ibaret değildir. Aynı zamanda, farklı dini inançlar, giyim tarzları ve yaşam biçimleri de iletişim engellerini doğurabilir. Çeşitliliğe duyarsız yaklaşmak, kişilerin birbirlerini anlamalarını zorlaştırır ve toplumsal uyumsuzluklara yol açar.

Sosyal Adalet ve İletişim

Sosyal adalet, eşitlik ve hakların herkes için eşit şekilde sağlanması anlamına gelir. Ancak, toplumsal cinsiyet ve çeşitlilik gibi unsurlar, sosyal adaletin önündeki en büyük engellerden biri olabilir. Bir birey, cinsiyeti, etnik kökeni veya toplumsal statüsü nedeniyle ayrımcılığa uğradığında, iletişim kurma hakkı da kısıtlanmış olur.

İstanbul’daki iş yerlerinden bir örnek vermek gerekirse, bazı kadınların yönetici pozisyonlarına gelmekte zorlandığını gözlemlemek mümkündür. Erkeklerin yönetici pozisyonlarında daha fazla yer alması, kadınların kendilerini ifade etmelerini zorlaştırır. Bu da sosyal adaletin eksik olduğu bir ortamda iletişimin sınırlı olmasına yol açar. Sosyal adaletin tam anlamıyla sağlandığı bir ortamda, herkesin sesini duyurması ve fikirlerini ifade etmesi daha kolay olur. Ancak toplumsal eşitsizlikler bu süreci engeller.

Günlük Hayattan Örnekler

İstanbul’da her gün karşılaştığımız farklı insanlar ve durumlar, iletişimi engelleyen faktörleri gözler önüne seriyor. Bir gün sabah işe giderken, bir otobüs durağında, yaşı ilerlemiş bir kadının yanında genç bir adamın sadece kadının yerine oturmasına izin vererek kendini ifade etmesini engellediğini fark ettim. Kadın, adama “yerimi alabilir misin?” demek yerine, sadece sessizce durakladı ve öne geçmek zorunda kaldı. Bu küçük ama anlamlı an, toplumsal cinsiyetin, yaşın ve gücün iletişimde nasıl engeller oluşturabileceğini gösteriyor.

Toplumda yaşanan sosyal adaletsizlikler, bazı bireylerin sesini duyurmasını engeller. Çeşitliliğe duyarlı olmayan bir çevre, iletişimin etkin olmasını zorlaştırır. Sosyal adaletin sağlandığı bir toplumda ise, herkesin eşit haklara sahip olacağı ve kendisini ifade etme şansı bulacağı bir ortam oluşur.

Sonuç

İletişimi engelleyen faktörlere ne denir? Bu sorunun cevabı, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi kavramlarla iç içe geçmiştir. İnsanlar arasındaki eşitsizlikler ve toplumsal normlar, iletişim kurma becerisini sınırlayabilir. Toplumda eşitlik sağlandıkça, iletişim daha açık ve verimli hale gelir. Ancak, bu engellerin aşılması için toplumsal bilinçlenme ve bireysel farkındalık gereklidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vdcasino