İçeriğe geç

Göktürkler şimdi nerede ?

Göktürkler Şimdi Nerede? – Tarihten Öğrenmenin Pedagojik Gücü

Bir eğitimci olarak her zaman şuna inanırım: Öğrenmek yalnızca bilgi edinmek değil, kim olduğumuzu yeniden keşfetmektir. Öğrenme, bireyin geçmişiyle bağ kurmasını, bugünü anlamlandırmasını ve geleceği inşa etmesini sağlar. “Göktürkler şimdi nerede?” sorusu bu açıdan yalnızca tarihsel bir merak değil, pedagojik bir davettir — çünkü bu soruya cevap ararken aslında kim olduğumuzu, nasıl öğrendiğimizi ve hangi değerleri yaşattığımızı sorgularız.

Öğrenme Teorileri ve Tarihten Anlam Üretmek

Eğitim biliminde öğrenme üç temel kuram etrafında şekillenir: Davranışçılık, Bilişselcilik ve Yapılandırmacılık. Göktürkler hakkında öğrenmek, bu üç yaklaşımın birleştiği bir süreçtir.

Davranışçı bir bakışla tarih bilgisi ezberlenir; isimler, tarihler, savaşlar hatırlanır. Ancak bilişselci bir öğrenmede bu bilgiler anlamlandırılır: Göktürklerin neden Orhun Yazıtları’nı diktiği, neden devlet düzenine bu kadar önem verdiği sorgulanır. Yapılandırmacı yaklaşım ise öğrenenin kendi anlam dünyasını inşa etmesini sağlar; öğrenci, “Göktürkler şimdi nerede?” sorusunu yalnızca geçmişe değil, bugüne de yöneltir.

Bu süreçte öğretmenin rolü bilgiyi aktaran değil, anlamı inşa etmeyi kolaylaştıran bir rehber olmaktır. Çünkü tarih, ezberlendiğinde unutulur; anlaşıldığında dönüşür.

Göktürkler: Bir Uygarlığın Öğrenme Kültürü

Göktürkler, yalnızca askeri bir güç ya da siyasi bir yapı değildi; aynı zamanda öğrenen bir toplumdu. Orhun Yazıtları bunun en somut örneğidir. Bilge Kağan ve Tonyukuk’un sözleri, sadece birer tarihsel belge değil, birer pedagojik metindir. “Ey Türk milleti, titre ve kendine dön” ifadesi, bir öğrenme çağrısıdır: unutulan değerleri hatırlama, bilincini yeniden kurma ve kimliğini yeniden öğrenme.

Göktürklerin tarih sahnesinden çekilmesi, onların yok olduğu anlamına gelmez. Onlar, her yeni kuşakta yeniden öğrenilen bir bilinç biçimidir. Bugün dahi Türk dili, kültürü ve toplumsal dayanışma anlayışı, o dönemin öğrenme mirasıyla şekillenmiştir.

Pedagojik Yöntemlerle Tarihi Yeniden Düşünmek

Modern eğitimde tarih öğretimi, artık salt bilgi aktarımı olmaktan çıkmıştır. Öğrencinin aktif katılımını, eleştirel düşünme becerisini ve duygusal bağ kurma yetisini geliştiren pedagojik yaklaşımlar ön plandadır.

Bir öğrenciden “Göktürkler şimdi nerede?” sorusuna yanıt vermesi istendiğinde, amaç yalnızca kronolojik bilgi ölçmek değildir. Asıl hedef, öğrencinin kendi tarihsel kimliğini keşfetmesidir. Bu süreçte öğretmen şu soruları yöneltebilir:

– Göktürklerin değerleri bugünün toplumunda nasıl yaşıyor?

– Yazıtlar neden bir “öğrenme aracı” olarak görülebilir?

– Eğer sen bir Göktürk olsaydın, topluma hangi mesajı verirdin?

Bu tür sorular, öğrencide tarihsel empatiyi geliştirir. Öğrenme artık dışsal bir bilgi aktarımı değil, içsel bir farkındalık süreci haline gelir.

Bireysel ve Toplumsal Öğrenmenin Kesişim Noktası

Göktürkleri anlamak, bireysel öğrenmenin toplumsal bilinçle nasıl birleştiğini de gösterir. Her birey kendi kimliğini öğrenirken, toplum da kendini yeniden üretir. Göktürk mirası, bu döngünün tarihsel örneğidir. Onların siyasi düzeni, toplumsal adalet anlayışı ve dil bilinci, bugün hâlâ öğrenilmesi gereken değerlerdir.

Eğitim, yalnızca sınıfta gerçekleşmez; kültürün sürekliliği yoluyla toplumun her alanında yaşar. Bu yüzden, “Göktürkler şimdi nerede?” sorusunun cevabı aslında her yerde saklıdır: dilimizde, düşünme biçimimizde, hatta dayanışma anlayışımızda.

Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü

Eğitim kuramcısı Paulo Freire, “Eğitim özgürleştirir, ama sadece bilinçle birleştiğinde” der. Göktürkleri hatırlamak, yalnızca tarihsel bir farkındalık değil, aynı zamanda bilinçli bir öğrenmedir. Çünkü onlar, geçmişte bir toplumu eğitmiş; bugünse bizim bilincimizi eğitmeye devam etmektedir.

Her birey, kendi içsel öğrenme yolculuğunda bir Göktürk mirasçısıdır. Öğrenmek, hatırlamaktır; hatırlamak, yeniden var olmaktır.

Sonuç: Göktürkler Nerede?

Bu sorunun pedagojik cevabı şudur: Göktürkler, tarih kitaplarında değil, öğrenme süreçlerimizde yaşamaktadır. Her öğrenci, tarihine eleştirel bakmayı öğrendiğinde; her öğretmen, bilgi yerine anlam aktardığında; her toplum, kendi değerlerini yeniden yorumladığında, Göktürkler yeniden doğar.

Peki sizce, kendi öğrenme yolculuğunuzda hangi “Göktürk değerleri” yaşıyor? Öğrenmek mi sizi dönüştürüyor, yoksa siz mi öğrenmeyi dönüştürüyorsunuz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money