Allah’a Hamd Nasıl Yapılır? – Şükrün Adaletle Buluştuğu Bir Yolculuk
Bu yazı, yalnızca “Allah’a hamd nasıl yapılır?” sorusunun cevabını aramak için değil; bu sorunun ardında yatan toplumsal, duygusal ve insani dinamikleri keşfetmek için yazıldı. Çünkü hamd, sadece bireysel bir şükür değil, toplumsal farkındalıkla örülmüş bir yaşam biçimidir. Hamd, kim olduğumuzu, neye inandığımızı ve dünyayı nasıl dönüştürmek istediğimizi yansıtır.
Hamd: Bireysel Teşekkürden Toplumsal Bilince
Hamd etmek, sadece “Elhamdülillah” demek değildir; o kelimenin ardındaki niyet, farkındalık ve adalet duygusudur. Allah’a hamd etmek, sadece kişisel bir huzur bulma eylemi değil, toplumsal bir sorumluluk beyanıdır. Çünkü hamd, bir şükrün ötesinde, bir fark ediştir: Dünyadaki adaletsizliği, eşitsizliği ve çeşitliliği gören bir kalbin sessiz haykırışıdır.
Bir insan, nefes alabildiği için şükreder; ama bir başkası adaletsizlik yüzünden nefes alamıyorsa, o zaman hamd sadece sözde kalır.
Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Hamd
Kadınlar ve erkekler, Allah’a hamd etme biçiminde bile farklı pencerelerden dünyaya bakarlar. Kadınlar için hamd, çoğu zaman empatiyle yoğrulmuş bir eylemdir. Onlar, sadece kendileri için değil, başkalarının sesi olamayan hayatları için de şükrederler. Kadınların hamdi, toplumsal iyileşmeye davet eder: “Sadece benim huzurum değil, herkesin hakkı gözetilsin.”
Erkekler ise hamde genellikle çözüm odaklı ve analitik yaklaşırlar. “Hamd sadece sözle değil, eylemle olmalı” derler. Onlar için şükür, somut bir eyleme, düzenli bir sisteme dönüşmelidir. “Allah’a hamd ediyorum” diyorsa, bunu çalışarak, üreterek, adaleti savunarak göstermelidir.
Hamd, Çeşitliliği Kucaklayan Bir Bilinçtir
Hamd etmek, farklılıkları reddetmek değil, onları Allah’ın kudretinin bir yansıması olarak kabul etmektir. Bir toplumun rengârenk yapısını görmek, her kimliğin, her sesin, her kimsenin varlığında bir hikmet aramak… İşte gerçek hamd budur.
Bir kadının mücadelesinde, bir çocuğun gülüşünde, bir işçinin alın terinde, bir sanatçının üretiminde hamd etmeyi öğrenmek… Bu, çeşitliliği sadece “hoş görmek” değil, Allah’ın yaratışındaki zenginliği takdir etmektir.
Hamd ve Sosyal Adalet: Şükür, Sadece Sahip Olanların Lüksü Değildir
Gerçek hamd, dünyadaki adaletsizlikleri görmezden gelmekle değil, onları dönüştürmeye niyet etmekle başlar. “Elhamdülillah, ben iyiyim” demek yetmez; “Ben iyiyim ama başkası da iyi olmalı” demek gerekir.
Sosyal adaletin olmadığı bir dünyada hamd, sadece bireysel bir rahatlama aracına dönüşür. Oysa Allah’a hamd, kolektif bir farkındalığın parçası olmalıdır. Yoksulların, ezilenlerin, susturulanların da dâhil olabildiği bir şükür hali…
Belki de en sahici hamd, bir başkasının da hamd edebileceği bir dünya inşa etmektir.
Erkeklerin Çözüm Odaklı Hamdi
Toplumsal meselelerde erkeklerin hamd anlayışı genellikle “nasıl düzeltebiliriz?” sorusuna dayanır. Onlar, adaletin sistemsel yönüne odaklanırlar: eğitimde fırsat eşitliği, işte etik düzen, toplumda güven.
Bu bakış açısı, hamdi “düzen kurma sanatı”na dönüştürür. Erkeklerin hamdi, analitik bir farkındalık içerir: Şükretmek, sistemleri onarmaktır.
Kadınların Empatik Hamdi
Kadınların hamdi ise çoğu zaman duygusal zekânın, şefkatin ve içgörünün içinden doğar. Kadın bir toplumu dönüştürürken, Allah’a hamd eder; çünkü değişimin kalpten başlaması gerektiğini bilir. Kadınlar için hamd, sadece bir dua değil, bir paylaşım biçimidir: “Allah’ım, bana verdiğin farkındalıkla başkalarına dokunabiliyorum, Elhamdülillah.”
Birlikte Düşünelim: Hamd Etmek Ne Zaman Gerçek Olur?
— Sadece kendi rahatımız için şükrettiğimizde, bu gerçek bir hamd midir?
— Toplumsal eşitsizlikleri görmezden gelen bir şükür, eksik değil midir?
— Farklı kimliklerin, inançların ve deneyimlerin de hamde ortak olduğu bir toplum mümkün mü?
— Allah’a hamd ederken, aynı zamanda insanlara adaletle davranmak zorunda değil miyiz?
Sonuç: Hamd, Bir Farkındalık Devrimidir
Allah’a hamd etmek, sadece dudakla değil; adaletle, merhametle ve çeşitliliği kucaklayan bir kalple yapılır. Gerçek hamd, başkalarının da şükredebildiği bir dünya için çabalamaktır.
Hamd; cinsiyetin, kimliğin ya da sınıfın değil, insan olmanın ortak dili olmalıdır. Çünkü Allah’a yönelen şükür, dünyaya yansıyan adalettir.
Sen Nasıl Hamd Ediyorsun?
Yorumlarda paylaş: Hamd senin için bir farkındalık mı, bir huzur alanı mı, yoksa bir mücadele biçimi mi? Gel, birlikte düşünelim…